İletişim
tv
Ziyaretçi defteri
komik
tıbbi bilgiler
Jelly shots
klipler
blog
=> PEMBE SEVMEYEN ERKEKLER
=> DOKTOR
=> HÜSNİYEDEN VİZİTEYE
=> BİR DOKTORUN HAYKIRIŞI
=> MÜKEMMEL İNSAN
=> MUTLULUK
=> AŞK 885
=> kovan gıda
=> BİNGÜL Şirketler Grubu
=> BAŞARININ 7 SIRRI
=> POZİTİF DÜŞÜNMEK
=> NAMAZ
=> GÜNLÜK
=> tasavvuf-tarikat
=> oğlum
=> şeytanın oyalaması
=> unutulmuş sünnetler
=> PRETTY WOMAN VE KIZLARI
=> ZAMANSAL HARCANIŞ
=> ANNELER GÜNÜ
=> LOKUM
=> İSİMSİZ ŞİİR
=> taksim eylemi ve sosyal medya
=> martı
=> özgür kaldım
=> YABAN
=> istanbul
=> başka bir istanbul
=> manolyam
=> yıldız moran-zamansız fotoğraflar sergisi
=> KENDİ KENDİME
=> LAL İLE LALE
=> ANNEME
=> YÜREK HARİTASI
=> BENDE KALAN
=> KARINCA
=> KÜSTAH
=> AYRILIK ŞARKISI
=> O ELLER
=> AKP cemaat kavgasi
=> Mütevazılık Algısı ve Pozitif Değişim
=> BEN BİR KELEBEĞİM
=> BENİM ANNEM SÜPER
=> KÜÇÜK ÇİN BALIĞI
=> DERVİŞİN HİKAYESİ
=> DÜŞÜNME STİLLERİMİZ
=> 11-5-2009
=> ESRANIN ANNELER GÜNÜ ŞİİRİ
=> KENDİME MEKTUP
=> YAĞMUR YAĞACAK
=> GÜNÜN ADI
=> BEKLEYİŞ
=> ANLA
=> niyazi mısri şiiri
=> PAPATYAM
=> AYÇİÇEĞİ
=> güzel sözler
=> BUZDAN ŞATO
=> PEMBE MEZARLIK
=> BİZE SUSMAK YAKIŞIR
=> ŞUBAR
=> SULTANIM
=> Aglarim arkadas sarkisini duyunca
=> KRİSTAL KUTU
=> ŞARAP VE KADIN
=> SAAT KULESİNDE BİR AKŞAM VAKTİ
=> istanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
=> Ey cocuk
=> KÜÇÜK KIZ
=> BEMBEYAZ
=> GÜL BAHÇEM
=> VEFASIZ DÜNYA
=> SIR
=> YANSIMA
=> sultanım
=> AŞK
=> MAVİ
=> Carpe Diem
=> ÖZGÜR
=> GEL
=> İSTANBUL
=> hedonizm felsefesi
=> Yaşlanma – İleri Yaş DUYGUSAL VE ZİHİNSEL ZİNDELİK
=> ERDEM NEDİR
=> karakteriniz hangi renk testi
=> yaşam kaliteni yükseltecek teklifler
=> İKİZLER BURCUNUN ÖZELLİKLERİ
=> Ye sayfanınsot başbbbbblığı
=> masumiyet testi:-)))
=> düşünce tarzın hangi hayvanınki testi
=> somewhere over the rainbow
=> will you be there
=> en güçlü zihinsel özelliğim
=> PERİŞANIM ŞİMDİ
=> UNUTTUN MU BENİ
=> kırık kalp
=> KİTAPLARDAN UNUTULMAYAN SÖZLER
=> ah benim sevdalı başım
=> Kadın susar
=> hangi aktri ruh ikizin
=> Derviş
=> Dirsek ve dizlerdeki koyu renki gidermek için
=> Üstün zekalı insanların 8 ayırt edici özelliği
=> It must have been love
=> YENİ BAŞLANGIÇLARA
=> Karanlık
=> Dürüstlük
=> Kişilik testi
=> Vahşi kraliçe
GELENEKSEL ŞERBETLİ TATLILAR
MAKLUBE
La Vinya
Çikolata parçacıklı cookie
KÜÇÜK ÇİN BALIĞI

Canım,
Sana bir mesaj göndermek istiyorum...
Farklı olsun ve sen beni farket.
Sana bir ses göndermek istiyorum yumuşak
Ve sana bir renk göndermek istiyorum, mavi...
Benim mavim...
Bilmem ki, ne dersin?

KÜÇÜK ÇİN BALIĞI

Birgün, bir denizde, onsekiz, yirmi metrede, küçük bir
balık yanaştı kulağıma... Balıkça bilirmisin dedi...
Bilmezmiyim... Hemen başımı salladım. Dinle dedi,
sana bir sır vereceğim... Neymiş o dedim...
Ağzımdan kabarcıklar merakla yükseldi... Aşığım dedi
küçük balık çok aşığım... İşte o günden beri
kıskanırım küçük balıkları için için...
Küçük balıkla dost olmayı düşledim...
Bir deniz kestanesi kırdım, mutlu düşleri, başka
bir balığın peşinde yedi, deniz kestanesini...
Adın ne senin dedim usulca.. Adım mı ? bilmem...
Benim adım yok, ben balığım dedi...
Peki sana küçük çin balığı desem olur mu? dedim...
Seni mutlu mu edecek dedi... Belkide eder kimbilir..
Peki benim adım küçük çin balığı olsun dedi, yüzdük,
yüzdük, yüzdük... Yoruldum dedim, biraz dinlenelim mi?
Yüzüme baktı, olur dedi küçük çin balığı... dinlenelim.
Niye yüzüme baktığını anlıyamadım, sorsam mı dedim;
soramadım, ağzımın ucunda bir soru kaldı ve küçük çin balığı
bunu farketti.. Toparlandım hemen, nereye yüzüyorduk?
Bir yerlere mi yüzmeliydik dedi, bilmem dedim gayriihtiyari
bilmem... Yüzüyorduk öylece dedi küçük çin balığı.
Yetmez mi ki, bu sana... Yeter, yeter dedim. Dedim ama..
İçimde garip bir şey kıpırdadı adını koyamadım. Öylece
yüzmeye devam ettik, öylece... Sanki yıllardır düşlediğim,
hedefi olmayan, sadece elini tuttuğumda içiminin ısındığı
bir sevda gibi.. Öylece yüzüyorduk...Ben, bir adam,
o, bir balık... Küçük çin balığı...
Sanki düşlerimi okudu istersen ayrılalım dedi...
Neden, nedenmiş o? İstersen ayrılalım ona yaklaşıyoruz..
O mu? O da kim?
Ne çabuk da unuttun... hani sırrım, hani aşık olduğum...
Bir yudum sessizlik düğümlendi içimde... Onca
sessizliğin içinde zamanımıydı şimdi? Neler oluyor bana...
Bu oksijen narkozu olmalı, biraz yukarı çıkmalıyım..
İki metre, evet evet.. İki metre yeter..
Vedalaşmadan mı gidiyorsun?
Ne diyebilirim, sen, bir düş değil misin...
Sen, benim düşlerimin küçük çin balığı değil misin...
Usulca süzüldü, yanağıma sokuldu,
soğuk suların tüm sıcaklığıyla...
Tüpüm bitmek üzere.. Çıkmalıyım.. Dönünce?...
Bekleyeceğim seni, kendine iyi bak,
böyle hüzünlü bitmesin dedi ve maviliklerin
içine doğru süzülüp kayboldu...
Anlamsız, içim boş, yükselmeye başladım.
Çıktığımda yanımdakiler telaşlıydılar... İyimisin?
Biraz şöyle uzan istersen... Ayşegül de belli etmemeye
çalıştığı panikle yanağımı tuttu, canım, iyisin değil mi?
Başımı salladım, gözlerine bakamadım... Herşeyi bir anda
eleveririm gibi... Vazgeçsen şu sevdadan, her seferinde
böyle beklemek... Vazgeçmek mi bu sevdadan dedim,
usulca, daha neresindeyim onu bile bilmeden....
kıyıya akşamın hüznü çöktü...
En sevdiğim saatlerde, keyifsiz yudumladım rakıdan..
Ayşegül, kadınsal içgüdüleriyle huzursuz,
bense bir balığa........Saçmalıyorum..
Hep istediğim şey oluyor, sistemli deliriyorum, evet...
Evet, işte böyle olsa gerek, sistemli deliriyorum...
Toplanıp gitmek istiyorum herşeyi.. Elbiselerimi, tüpümü,
herşeyi.. Ayşegül de dahil, herşeyi bırakıp gitmek istiyorum...
Anlamsız bir hırsla eşyalarımı topladım...
Valizim tıkış tıkış, içim de öyle.. Ve içimden kaçıp kopmak
geliyor yaşamdan, kopup esmek dağlara doğru...
Ama ya, ömrüm boyu, yakama yapışırsa küçük çin balığı...
Ya, yaşamım boyunca, soğuk suların sıcak öpücüğü gibi
rüyalarımı basarsa... Tüm bitiremediğim aşklarımdan
biri olursa. Düşüncelerime inanamıyorum.
Liseli gençlerin aşkı kokuyor... Yok yok...
Tekrar dalmalıyım, bu salakça düşü noktalamalıyım...
Sabahın ilk ışıklarıyla terleyerek uyandım. Elbiselerimi,
paletimi zor topladım. Sahilin ıssızlığında giyindim, henüz
güneşin ısıtamadığı sularda ürperdim. Yavaşça mavinin
büyüsüne bıraktım kendimi... Liseli heyecanım başladı.
Soğuk suların içinde ellerim terledi, ilk aşkımı hatırladım..
Aşkımı mektupta ilan edebilmiştim... O da kabul etmişti.
Sonra buluşmaya karar verdik. O nu ilk gördüğümde
düşecekmiş gibi olmuştum. Bunu nasıl da unutmuşum...
Dudaklarımın ucuna salakça bir liseli gülümsemesi yapıştı,
öylece süzülüyorum mavilere. Biran önce havamı
bitirip çıkmak ve bu salakça düşe son vermek için...
Binlerce balık süzülüp geçiyor yanıbaşımdan oraya buraya
dağılıveriyor... Ben se, küçük çin balığını arıyorum...

Belki de umutlarımı, küçüklüğümden beri kurduğum düşleri,
küçük olduğum için savaşamıyıp kaybettiğim aşkımı...
Kısacası kendimi arıyorum...
Ya ben dedi, küçük çin balığı yumuşacık bir sesle... Ya ben!..
Binlerce volta tutulmuş gibi sıçradım soğuk suların içinde.
Sular kaynadı, kaynadı da yaktı beni sanki...
Bir nefes daha almayasım geldi tüpümden,
öylece kendimi bırakıvermek maviliklere... Ama sen.. Sen,
diye şaşkın kekeledi küçük çin balığı... Sen bana... Evet,
küçük çin balığı, ben sana... İçimde yılların boşluğu doluverdi..
Bir söz, üstelik bir tamamlanmamış söz... Donduk, donduk da
kaldık sanki öylece. Laf bitti koskoca denizde. Laf bitti...
Nolucak şimdi dedim... Hiç dedi; yüzeceğiz.
Sen, daha mutlu. Ben, şaşkın ve düşünceli...
Neden şaşkın ve düşünceli diyemedim...
Unutma, ben aşığım dedi, şimdiyse şaşkın,
sen yıllardır düşlediğimsin, olamıyacak hayalimsin
ve işte karşımdasın, ansızın çıkıpgeldin, beni, çok
etkiliyorsun ama ben, yine de aşığım...
Yüzdük, lafın bittiği denizlerde...
Mavilikler bir garip, artık eski renginde değil.
Sanki, sanki küçük çin balığının pırıltıları solmuş.
Sanki, küçük çin balığı, tanımlıyamadığı
garip bir hüzün dalgasında sürükleniyor.
Elimi uzattım... Yüzüme dostça bir gülücük oturttum...
Oysa içim?.. Havam bitmek üzere...
Biliyorum dedi, benim de zamana ihtiyacım var, bunu da
sen biliyorsun, ama dostluğum hep yanında olacak...
Bakışlarımı gizledim, anlamlarını körelttim,
aklımı onda bırakıp, yukarıya süzüldüm ..
Ayşegül sahilde öylece hareketsiz...
Yanıma gelmedi, gittim yanına oturdum...
İkimizde denize dönük... Nasıl bir oyun bu dedi,
sesinin son enerjisi ile nasıl bir oyun bu?..
Bilmem dedim, bilmem... Belki de ölüm

 

 

Bugün 36 ziyaretçi (310 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol