İnanmadım, anlayamadım. Uğruna fotoğrafı bıraktığı kişi de Özdemir Asaf. Normal bir adam olsa kızarsın hayıflanırsın belki ama bir kadına “Sen bana bakma ben senin baktigin yonde olurum“ demiş birinden bahsediyoruz…
Sen kalk 50’ li yıllarda ülkeni bırak git fotoğraf oku, yurt dışında 5 sergi aç sonra bırak. Düşününce aklıma; Rodin‘ e olan aşkından öfkelenip tüm heykellerini kıran sonra ömrünün son 30 yılını tımarhane de geçiren, kimilerine göre Rodin‘ den bile daha başarılı olan heykeltraş Camille Claudel geldi.
Ve dedim ki hem sanatın hem de aşkın öznesi “Tutku”, eylemi “Kendinden vazgeçiş”. Sanat ve Aşk tutkulu insanların işi..
Benim için fotoğraf; her zaman insanların geçmişinin, şimdi ve buradaki kendisinin ya da gelecekteki hayallerinin bir yansıması olmuştur. Her ne kadar başkalarının ya da başka şeylerin fotoğrafını çekiyor olsak da aslında çektiğimiz görüntüler kendi Aura’ mız…
Bu ruh hali ile sergiyi gezerken her bir fotoğrafta Yıldız Moran’ ı, Özdemir Asaf‘ ı düşünüp kendimi “Alis harikalar diyarında” gibi hissettim. Fotoğrafların her birinin önünde durup Yıldız Moran’ ın cesaretine, tutkusuna, yeteneğine sevgimi ve saygımı gönderdim.