Felsefeciler psikolojik ve ethik hedonizmin birbirinden farklı olduğunu söylüyorlar. Psikolojikhedonizm diyor ki ‘insanlar zevk almak için yaratılmış varlıklardır’. Ethik hedonizm ise ‘mümkün olduğunca çok zevk ve mutluluk için çalışmanın ahlaki bir zorunluluk olduğunu’…

Hedonizm felsefesi
Ethik hedonizm‘in temeli eski Yunanlı filozof Epicurus’un hayatın amacını ‘acıyı minimize ederken, alınabilecek zevklerin maksimize etmek’ olarak özetlemesine dayanıyor.
Moneceus’a yazdığı bir mektupta Epicurus diyor ki ‘her acı kötüdür ve kaçınılmalıdır, tıpkı her zevkin iyi olduğu ve tercih edilmesi gerektiği gibi’ Ancak acı ve zevk arasında çok ince bir denge olduğuna da dikkat çekiyor. ‘Mümkün olan her zevki yaşamak eğer daha fazla acı yaratacaksa kaçınılmalıdır.’ Bu mektubun sonunu ise şöyle getiriyor ‘ Arzularımız ne kadar az ise mutluluğu yakalama ihtimalimiz o denli yüksektir.’
Ortaçağda Epicure’un bu fikirlerine neden şiddetle karşı çıkıldığına şaşmamak gerek. Rönesans filozoflarından Erasmus ise hedonizm‘i tekrar tartışmaya açarak ‘Tanrı’nın insanları mutlu olmaları için yarattığını ve bu bakış açısıyla zevki maksimize etme felsefesinin son derece uyumlu olduğunu söylüyor.
Aynı dönemlerde İngliz filozof Thomas More, ünlü çalışması Ütopya’da Erasmus ile benzer görüşleri paylaşarak bir insanın mutluluğunun en temel öğesinin zevklerden oluştuğunu söylüyor.
Hedonizm ethik bir sistemse ve zevk onun standard değeri (değerler ki hayatımızda amaçladığımız ve sahip olduğumuz, davranışlarımızda bizi motive eden güçleri temsil ediyor) zevkin mutlak bir tanımını yapmak zorunluluğu ortaya çıkıyor.
Zevk fiziksel ve psikolojik olarak iki alt kategoriye indirgenirse, fiziksel hedonizm‘in mutluluk için yeterli olmadığı görüşünde sanırım hepimiz hemfikir kalırız çünkü insanın hayatta kalma gücü olan akıl ve duygularını kullanmadan mutluluğa ulaşması mümkün değildir.
Psikolojik zevk ise ancak duygusal değerlerimize sahip olabilmekle mümkündür zira değerlerimiz olmadan hayat mümkün değildir, değerler insanlar ve amaçlar arasında ilişki oluşmasında temel bir köprüdür.
Tıpkı sizin için değerli olan bir şeye sahip olma isteğiniz ve sahip olduktan sonra yaşadığınız mutluluk gibi…
Halbuki hedonizm değerlerinizi değerlendirmenin yanlış olduğunu söyler, ne kadar tehlikeli de olsa arzulanan her zevk yaşanmalıdır.
Ben bu işin içinden çıkamadım, yani yeterince hedonistmiyim emin değilim.
Ama birtek şeyi anladım ki Epicurus milattan önce çok doğru söylemiş
‘Arzularınız ne kadar az ise mutluluğu yakalama ihtimaliniz o denli yüksektir!’